İMPARATORLUKLARIN ULUS DEVLETLERE DÖNÜŞMELERİYLE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM, TARİH 11 6. ÜNİTE XIX VE XX. YÜZYILDA DEĞİŞEN GÜNDELİK HAYAT 1. KONU
Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf
İÇİNDEKİLER
İMPARATORLUKLARIN ULUS DEVLETLERE DÖNÜŞMELERİYLE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM
Demografik Değişim
Osmanlı Devleti’nde yaşanan demografik değişim
Milli devlet anlayışı
Avrupa’da Yaşanan Değişimlerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri
İMPARATORLUKLARIN ULUS DEVLETLERE DÖNÜŞMELERİYLE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM
Fransız İhtilali’nden sonra ortaya çıkan milliyetçilik akımı, bünyesinde çok sayıda ulusu barındıran imparatorluklar için bir yıkıma dönüştü.
1815 yılında başlayan ve 1879 tarihine kadar devam eden ihtilaller zinciri Avrupa’nın birkaç ülkesi dışında bütün ülkelere yayıldı.
İmparatorluklar içerisindeki milletler bu fikirlerden etkilenerek özgürlüklerini almak için kral ve imparatorla mücadeleye giriştiler.
Yaşanan savaşlar sonucunda birçok Avrupalı göç etmek zorunda kaldı.
Avrupa’da yaşanan bu siyasi ve toplumsal kargaşa ortamından kurtulmak isteyen bir kısım Macar, Polonya ve Çek halkı Osmanlı topraklarına sığındı.
OSMANLI DEVLETİNDE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM
Millî devlet anlayışı Fransa, Almanya ve İtalya gibi devletlerde görülmüş daha sonra Doğu Avrupa’ya ve dünyaya yayılmıştır.
Millî devlette meşruiyetin kaynağı, din, soy veya krallık olmaktan çıkıp laik, demokratik yapı içerisinde kendini ifade etmeye başlamıştır.
Vatandaş kavramı genelleştirilmiş ve böylece her yurttaş ülkenin egemenliği ile direkt bağlantılı hâle getirilmeye çalışılmıştır.
Ulus devlet anlayışının en temel felsefi alt yapısı XIX. yüzyılda Georg Wilhelm Friedrich Hegel (Corç Vilhem Frederik Hegel) tarafından geliştirilmiştir.
Millî devletlerin hemen hemen tamamı demokratik ve parlamenter bir yapıdan yana olduklarını ileri sürseler de uygulamada milliyetçi anlayışı devam ettirdikleri için söyledikleri ile uygulamaları örtüşmemektedir.
Osmanlı Devleti’ni parçalamayı ve çökertmeyi hedefleyen Avrupalı devletler, Balkanlar'dan başlamak suretiyle yaptıkları kışkırtmalarla Osmanlı topraklarında milliyetçi ayaklanmaları desteklediler.
Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar başta olmak üzere tüm Balkan milletleri bu ayaklanmalara katıldılar.
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne Balkanlar'dan, Kafkaslardan ve Kırım’dan kitlesel göçler olmuştur.
Baskı ve katliamlara maruz kalan Müslüman ve gayrimüslim halklardan insanlar Osmanlı Devleti’ne göç etmiştir.
Göçler sonrasında ortaya çıkan sorunları çözmek için 1857 tarihli Muhacirun Kanunnamesi yayımlanmış ve 1860-1861 yıllarında Muhacirun Komisyonu kurulmuştur.
İÇİNDEKİLER
İMPARATORLUKLARIN ULUS DEVLETLERE DÖNÜŞMELERİYLE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM
Demografik Değişim
Osmanlı Devleti’nde yaşanan demografik değişim
Milli devlet anlayışı
Avrupa’da Yaşanan Değişimlerin Osmanlı Devleti’ne Etkileri
İMPARATORLUKLARIN ULUS DEVLETLERE DÖNÜŞMELERİYLE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM
Fransız İhtilali’nden sonra ortaya çıkan milliyetçilik akımı, bünyesinde çok sayıda ulusu barındıran imparatorluklar için bir yıkıma dönüştü.
1815 yılında başlayan ve 1879 tarihine kadar devam eden ihtilaller zinciri Avrupa’nın birkaç ülkesi dışında bütün ülkelere yayıldı.
İmparatorluklar içerisindeki milletler bu fikirlerden etkilenerek özgürlüklerini almak için kral ve imparatorla mücadeleye giriştiler.
Yaşanan savaşlar sonucunda birçok Avrupalı göç etmek zorunda kaldı.
Avrupa’da yaşanan bu siyasi ve toplumsal kargaşa ortamından kurtulmak isteyen bir kısım Macar, Polonya ve Çek halkı Osmanlı topraklarına sığındı.
OSMANLI DEVLETİNDE YAŞANAN DEMOGRAFİK DEĞİŞİM
Osmanlı Devleti’nde isyanlar Fransız İhtilali’nin etkisi ilk önce Balkan topraklarında, özellikle de Rumlar ve Sırplar arasında görüldü. Zamanla bu milletler Osmanlı’dan ayrıldı.
Avrupa’da Osmanlının aldığı yenilgiler ve toprak kayıpları sonucunda orada yaşayanların Osmanlı topraklarına doğru göç etmeleri Osmanlı Devleti'nin demografik yapısının değişimine neden oldu.
Yaşanan göçlerle beraber kaybedilen toprak gelirlerinin de azalması Osmanlı maliyesi üzerine büyük yük getirdi.
Göçmenlerin yerleştirildiği yörelerde toprak, su ve güvenlik konularında sorunlar yaşandı.
MİLLİ DEVLET ANLAYIŞI
Millî devlette meşruiyetin kaynağı, din, soy veya krallık olmaktan çıkıp laik, demokratik yapı içerisinde kendini ifade etmeye başlamıştır.
Vatandaş kavramı genelleştirilmiş ve böylece her yurttaş ülkenin egemenliği ile direkt bağlantılı hâle getirilmeye çalışılmıştır.
Ulus devlet anlayışının en temel felsefi alt yapısı XIX. yüzyılda Georg Wilhelm Friedrich Hegel (Corç Vilhem Frederik Hegel) tarafından geliştirilmiştir.
Millî devletlerin hemen hemen tamamı demokratik ve parlamenter bir yapıdan yana olduklarını ileri sürseler de uygulamada milliyetçi anlayışı devam ettirdikleri için söyledikleri ile uygulamaları örtüşmemektedir.
AVRUPA’DA YAŞANAN DEĞİŞİMLERİN OSMANLI DEVLETİ’NE ETKİLERİ
Osmanlı Devleti’ni parçalamayı ve çökertmeyi hedefleyen Avrupalı devletler, Balkanlar'dan başlamak suretiyle yaptıkları kışkırtmalarla Osmanlı topraklarında milliyetçi ayaklanmaları desteklediler.
Yunanlılar, Sırplar, Bulgarlar başta olmak üzere tüm Balkan milletleri bu ayaklanmalara katıldılar.
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’ne Balkanlar'dan, Kafkaslardan ve Kırım’dan kitlesel göçler olmuştur.
Baskı ve katliamlara maruz kalan Müslüman ve gayrimüslim halklardan insanlar Osmanlı Devleti’ne göç etmiştir.
Göçler sonrasında ortaya çıkan sorunları çözmek için 1857 tarihli Muhacirun Kanunnamesi yayımlanmış ve 1860-1861 yıllarında Muhacirun Komisyonu kurulmuştur.
1848 İhtilalleri'nden sonra Çekler, Macarlar ve Lehlerden (Polonyalılar) önemli sayıda nüfus Osmanlı Devleti’nin topraklarına sığındı.
1831-1882 yılları arasında Anadolu’daki Müslüman nüfusu ikiye katlanmıştı. Bu durumun oluşmasında 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nın etkisi büyük olmuştur.
Bu dönemde Anadolu’ya aralarında Tatar ve Çerkezlerin de bulunduğu bir milyondan fazla göçmen gelmiştir.
Değişik coğrafyalardan gelen muhacirler, çoğunlukla boş topraklar üzerine köyler kurarak yerleşmişlerdir.
Sürekli yerleşimlerden sonra muhacirler birçok sorunla karşılaştılar. Yerli halk ile aralarındaki arazi anlaşmazlıkları en önemli sorundu.
Not: Ünitenin devamına www.tarihkursu.com /ders notları bölümünden ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder