Tarih ders notları, yks tarih ders notları, ayt tarih ders notları, tyt tarih ders notları, tarih özet, tarih 9 ders notları, tarih 10 ders notları, tarih 11 ders notları, inkılap tarihi ders notları, çağdaş Türk ve dünya tarihi ders notları, güncel tarih ders notları, özet konu anlatım, kısa tarih, yeni kitaba göre hazırlanmış ders notları, yeni müfredat tarih , tarih pdf
ORTA ÇAĞ’DA SİYASİ YAPILAR
Feodalizm
İmparatorluklarda Sosyal, Ekonomik ve Askerî Durum
Orta Çağ’da Avrupa’da Veba Salgını (1347-1351)
ORTA ÇAĞ’DA SİYASİ YAPILAR
Feodalizm
İmparatorluklarda Sosyal, Ekonomik ve Askerî Durum
Orta Çağ’da Avrupa’da Veba Salgını (1347-1351)
651 Sasani Devleti’nin yıkılması
711 Vizigot Krallığı’nın sona ermesi
1000 İslamiyet’in Hindistan’da yayılmaya başlaması
1054 Katolik-Ortodoks bölünmesi
1196 Moğol İmparatorluğu’nun kurulması
1215 Magna Carta (Manga Karta)
1227 Moğol İmparatorluğu’nun parçalanması
1295 İngiltere’de parlamenter sisteme geçilmesi
1337-1453 Yüzyıl Savaşları
1347-1351 Avrupa’da Veba Salgını
MS 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun; Batı ve Doğu Roma
olmak üzere ikiye ayrılması, Batı Roma İmparatorluğu’nun 476’da yıkılmasından sonra Avrupa’nın sosyo-ekonomik ve kurumsal yapısında büyük değişiklikler yaşanmıştır.
Bu tarihten itibaren Germen kabileleri kendi devletlerini kurarak bugünkü Avrupa devletlerinin temellerini atmıştır.
Avrupa’da Frank, Vizigot, Ostrogot, Sakson gibi Germen krallıkları kurulmuş ve bu krallıklar; siyasi üstünlüğü ele almıştır.
Bu durum, Avrupa’nın güçlü bir devlet otoritesinden yoksun kalmasına, büyük bir karmaşaya sürüklenmesine sebep olmuştur.
Orta Çağ Avrupası’nda siyasi yapıyı şekillendiren ve bu döneme damgasını vuran sistem “feodalizm” olmuştur.
Feodalizm
Batı Roma İmparatorluğu’nun yıkılma sürecine girmesiyle kıtlık ve savaş korkusu halkın can ve mal güvenliği endişesine kapılmasına neden oldu.
Bundan sonra halk yaşadıkları bölgelerin büyük malikânelere sahip lordlarına sığınmaya başladı.
Feodalite güçlü savaş lordlarının egemen güç kabul edildiği, zayıfların kendilerini efendilerine emanet ederek karşılığında sadakatle hizmet sözü verdikleri bir toplum yapısıdır.
Bu sisteme göre siyasi güç; krala ait olup kral, siyasi otoritesini mutlak sadakat koşuluyla ve kontrollü olarak derebeyleriyle paylaşmıştır.
Lordlar, kendisine sığınan köylü sınıfını korumak ve topraklarına toprak katabilmek için sadık bir silahlı güce ihtiyaç duymuştur. Bu profesyonel savaşçılara şövalye adı verilirdi.
Doğu roma (Bizans)
Doğu Roma İmparatorluğu Orta Çağ’da; Anadolu, Balkanlar, Mısır, Suriye, Filistin ve Kuzey Afrika coğrafyasında etkili olmuştur.
Hellenizm ve Ortodoksluk gibi kültürel bileşenler sonucu Bizans İmparatorluğu, Batı Roma İmparatorluğu’ndan farklı bir siyasi yapı hâline gelmiştir.
Roma İmparatorluğu bir çeşit cumhuriyet ile yönetilirken Bizans imparatoru gücünü tanrıdan alan otokrat bir lider konumuna
gelmiştir. Bu siyasi anlayışıyla Bizans imparatorları özellikle Sasani ve Hellenistik Dönem monarşilerinden etkilenmiştir.
Orta Çağ boyunca varlığını sürdüren Bizans İmparatorluğu, 1453’te İstanbul’un Fethi’yle ortadan kaldırılmıştır.
Otokrasi nedir?
Otokrasi, monarşinin bir çeşidi olup bütün siyasi yetkiler kralın elindedir. Monarşiden farklı olarak otokraside, yönetim miras yoluyla değil, kişiler tarafından ele geçirilmiştir.
SASANİLER
Güçlü bir devlet geleneğine sahip olan Sasaniler, Kafkasya, Mezopotamya ve İran’a hükmetmiştir.
İmparatorluğu’nun yönetim şekli monarşiydi. İmparatorluğun başında Şehinşah (Kralların Kralı) unvanını kullanan hükümdar bulunmaktaydı.
Kral çoğu kez kendisinden sonra başa geçecek kişiyi yardımcısı olarak tayin etmiş ve onun siyaset sanatını öğrenmesi için önemli eyaletlerden birinin başına getirmiştir.
Krallar, Tanrı Ahuramazda’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak mutlak otoriteye sahiptir. Bunun açık göstergesi, Sasani madenî paralarının bir yüzünde hükümdarın diğer yüzünde kutsal ateşin resmedilmesidir.
Bizans İmparatorluğu ile yaptıkları uzun savaşlar sonucunda, Anadolu’yu hâkimiyetleri altına alan Sasaniler, İstanbul’u kuşatmıştır.
Ancak Bizans’ın özellikle deniz gücü karşısında etkisiz kalan Sasani Devleti, Anadolu’dan çekilmek zorunda kalmıştır.
VII. yüzyılda Suriye- Filistin hattını fetheden Müslüman Araplar ise İran, Mezopotamya ve Kuzey Suriye’deki Bizans birliklerini yenilgiye uğratmıştır.
Sasaniler, Hz. Ömer Dönemi’nde yapılan Nihavend Savaşı’nda yenilmiş ve 651 yılında yıkılmıştır.
MOĞOL İMPARATORLUĞU
Moğol İmparatorluğu’nu kuran Temuçin’dir. Temuçin,1206 yılında yapılan kurultayda Türk-Moğol boyları tarafından kağan seçilmiş ve Cengiz adını almıştır.
Moğol boylarını uzun mücadelelerden sonra bir araya toplayan Cengiz Han, istila hareketleri ile dünyanın en geniş kara imparatorluğunu kurmuştur.
Cengiz Han hayattayken imparatorluk topraklarını dört oğlu arasında paylaşılmıştır.
Moğollar üzerinde Şamanizm’in önemli bir etkisi vardır. Şamanların söyledikleri gerek toplum üzerinde gerekse idareciler üzerinde etkilidir.
İmparatorluklarda Sosyal durum
Germen kralları, Roma İmparatorluğu’nun eyalet yönetim sistemi gibi bir idari yapı kurmuştur.
Bu eyaletlerin başında valiler görevlendirilmiştir. Eyaletlerden daha küçük yönetim birimleri kontlar tarafından yönetilmiştir.
Her eyaletin kendi ordusu olup bu orduların her birine kumanda etme görevi de bir düke verilmiştir.
Bu düzen, zamanla Avrupa’da feodal sistemi ortaya çıkarmıştır.
Krallar, meclislerinde kontlarla piskoposlara danışarak karar almıştır.
Kontlar, imparatorun tebaasını ruhban sınıfına itaate zorlamış, piskoposlar da halkı kontların yerel iktidarına tabi olmaya çağırmıştır.
Sasanilerde de Roma İmparatorluğu’nda olduğu gibi yönetime aristokratlar hâkimdir.
Sasani İmparatorluğu’ndaki danışma meclisi, Roma’daki konsüllerle benzerlik gösterse de Sasanilerin soya bağlı hanedan üyelerinin mecliste etkin olması, Roma’dan farklılık göstermiştir.
Ayrıca Sasani İmparatorluğu’ndaki siyasi meşruiyet ve idari yapı, dinî bir karakter taşımaktadır.
Moğol İmparatorluğu’nda kurultay adında bir danışma meclisi vardır. Bu kurultaydaki görevliler soylu oluşlarına göre değil liyakat esasına göre seçilmiştir.
Orta Çağ’da Avrupa’da Veba Salgını (1347-1351)
1347’nin sonunda Sicilya’da görülen veba, ilk olarak Bizans topraklarını vurmuş ve Avrupa’ya; Venedik, Cenova gibi liman kentleri üzerinden girmiştir.
Bu salgın nedeniyle Avrupa nüfusunun neredeyse yarısına yakını ölmüştür.
Avrupa’nın demografik haritasını değiştiren bu hastalık, halkın psikolojik olarak güvensizlik ve korku yaşamasına neden olmuştur.
Sosyal ilişkileri zayıflatmış, ticareti ve dini uygulamaları durma
noktasına getirmiştir.
Çok sayıda kişinin ölmesi her alanda bir değişime neden olmuştur.
İmparatorluklarda Ekonomik Durum
Bizans İmparatorluğu’nda hayat ve geçim tarzı ticarete dayanmaktadır.
Çin ve Hindistan’dan gelen ticari ürünlerin Avrupa’ya sevk edilmesi, Bizanslı tüccarlar sayesinde olmuştur.
İpek ticareti Bizanslılar ile Sasanileri karşı karşıya getirmiş ve Bizans İmparatorluğu, Sasanilere karşı Türklerle ittifak kurmuştur.
Sasani Devleti’nde ekonomi, topraktan alınan vergilere dayanmaktadır.
Sasaniler, gelirlerini artırmak için üreticiyi destekleyen yasalar çıkarmış, zaten geniş olan ticaret ağını daha da büyütmüştür.
Ayrıca Hint Okyanusu’nda, Orta Asya’da ve Güney Rusya’da uluslararası ticarete egemen olmuşlardır.
Geniş bir coğrafyada hâkimiyet kuran Sasani Devleti’nde, Perslerdeki satraplık sistemine benzer daha merkezî bir eyalet sistemi uygulanmıştır.
Moğol İmparatorluğu’nun merkezi konumundaki İç Asya’da iklim şartları tarım için elverişli değildi. Bu nedenle halkın ana geçim kaynağı hayvancılık olmuştur.
Hayvanlar için otlak arayışları sonucunda Moğollar, konar-göçer bir yaşam tarzını benimsemiştir.
Ekonomileri her ne kadar hayvancılığa dayansa da yerleşik topluluklar ile ticarete önem vermişlerdir.
İmparatorluklarda Askeri Durum
Bizans ordusunun asıl gücünü, eyalet birlikleri oluşturmuştur.
XI. yüzyılın ikinci yarısında ise ücretli askerler ordunun
aslî unsuru hâline gelmiştir.
Bizans ordusunda; İngiliz, Frank, Norman, Bulgar, Gürcü, Peçenek, Kıpçak, Uz gibi ücretli askerler görev almıştır.
Moğol ordusu gönüllü birliklerden oluşmaktadır. Moğol ordusu,
Mao-dun (Mete Han)’un geliştirdiği onlu teşkilata uygun olarak on, yüz, bin ve on bin şeklinde bölümlere ayrılmıştır.
Moğol ordusu hafif süvari birliklerinden oluştuğu için hızlı hareket kabiliyetine sahiptiler.
Not: Ünitenin devamına www.tarihkursu.com /ders notları bölümünden ulaşabilirsiniz.
Yorumlar
Yorum Gönder