DEVLET TEŞKİLATI
Hakimiyet Anlayışı
•Osmanlı Devleti’nde, padişahın mutlak otoritesine dayanan merkezi bir yönetim vardır. Devlet iradesinde;
•Eski Türk gelenekleri
•İslam hukuku
•Ele geçirilen yerlerdeki yerel kurallar geçerli olmuştur.
•Devlet, hükümdar ailesinin ortak malı sayılmıştır.
•Devletin başında Osmanlı soyundan gelen padişah bulunmuştur.
•Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi'nde Halifeliğin Osmanlı Devletine geçmesiyle devlet yönetimi teokratik mutlak bir özelliğe kavuşmuştur.
•Şehzade eğitimi için Sancak Sistemi uygulanmıştır.
•Padişahların erkek çocukları olan şehzadeler sancaklara sancak beyi olarak atanırlardı, yanlarına da lala denilen tecrübeli devlet adamları gönderilirdi.
•Sancak beyliği uygulamasındaki amaç, şehzadelerin devlet yönetimini öğrenmesiydi.
•Sancak sisteminden sonra uygulanan kafes usulü Şehzadelerin halkın sorunlarından uzak kalmalarına devlet yönetimi deneyimi edinmemelerine neden olmuştur.
•I. Murat Dönemine kadar diğer Türk devletlerinde var olan ülke, hanedanın ortak malıdır, anlayışı geçerli olmuştur. I. Murat'tan itibaren ise Ülke, hükümdar ve oğullarının malıdır, anlayışına geçilmiştir.
•II. Mehmet (Fatih) Döneminde, Kanunname-i Ali Osman kabul edilerek kardeş Katli yasallaştırılmıştır.
•I. Ahmet Döneminde padişahlığın babadan oğula geçmesi usulüne son verilerek Osmanlı soyu içinde, en yaşlı ve en aklı başında üyenin padişah olma esası getirilmiştir. (Ekber-Erşed Sistemi)
•I. Murat, II. Mehmet ve I. Ahmet dönemlerinde yapılan bu faaliyetlerin ortak amacı merkezi otoriteyi güçlendirme isteğidir.
Divan Teşkilatı
•Orhan Bey Dönemi'nde merkezde Divanıhümayun teşkilatı kurulmuştur.
•Önemli devlet meseleleri burada görüşülmüştür.
•Devletin en yüksek yargı organıdır.
•Divanda son sözün padişaha ait olması. Divanın danışma organı olduğunun göstergesidir.
•Fatih’e kadar Divana Padişahlar başkanlık etmiştir.
•II. Mahmut zamanında kaldırılarak yerine Nazırlıklar (Bakanlıklar) kurulmuştur.
•Divan-ı Hümayunun dışında,
•Yeniçerilerin maaşlarının dağıtılması için toplanan Ulufe Divanı,
•Padişahın yabancı elçileri kabul etmesi sırasında toplanan Galebe Divanı,
•Padişahın halk ve askerlerle görüştüğü Ayak Divanı denilen özel amaçlar için toplanan divanlar da vardı.
Divan Üyeleri
•Hem Divan-ı Hümayun üyeleri hem de devlet memurları, görevlerinin niteliğine göre 3 sınıfa ayrılırdı. Divan-ı Hümayun üyeleri Şunlardır;
•Seyfiye: Kılıç sahipleridir. Asker kökenlidirler. Sadrazam, Vezirler, Kaptan-ı Derya, Yeniçeri ağası bu sınıfa mensuptur.
•İlmiye : Din, eğitim ve adalet işlerinden sorumlu yetkililerdir. Kazasker
•Kalemiye: Yazı işleri, bürokrasi ve ekonomi ile ilgilenenlerdir. Nişancı, Defterdar
Vezir-i Azam (Sadrazam)
•Padişahtan sonra devlet işlerinin yürütülmesinde en yetkili devlet adamıdır.
•Fatih Dönemine kadar padişahın olmadığı zamanlarda divana başkanlık eden sadrazamlar bu dönemden itibaren Divanın doğal başkanı olmuşlardır.
•Sadrazamlar padişahın sefere çıkmadığı zamanlarda Serdar-ı Ekrem unvanıyla orduyu komuta etmişlerdir.
•İstanbul’un genel sorumlusudur.
•Sadrazamın, padişahın mutlak vekili olduğunun en önemli kanıtı padişahın mührünü taşımasıdır.
•Vezir-i Azam, kubbealtı vezirliğine yükselmiş olanlar arasından seçilirdi.
Vezirler
•İlk vezir ataması Orhan Bey zamanında yapılmıştır.
•Devlet işlerinin yürütülmesinde sadrazama yardımcı olmuşlardır.
•Yükselme Dönemi‘nde sayıları 7’ye kadar yükselmiştir.
Kazasker (Kadıasker)
•I. Murat Dönemi‘nde kurulmuş olan makam Fatih Dönemi'nde Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği olarak ikiye ayrılmıştır. Rumeli kazaskeri daha üstündür.
•Adalet ve eğitim işlerinden sorumlu olan Kazaskerler divandaki üst düzey davalara bakmışlar, müderris ve kadı atamalarını yapmışlardır.
Nişancı:
•Padişah adına fermanlara ve beratlara, hükümdarın imzası olan tuğrasını çekmişlerdir.
•Nişancı, toprakların Tahrir Defterleri'ne geçirilmesi ve görevlilere dağıtımından (tapu - kadastro işlerinden) sorumludur.
•Devletin iç ve dış yazışmalarını yürütmüşlerdir.
•Nişancıya bağlı olan, Divan-ı Hümayun Kalemlerinin şefine Reisül Küttap denilmiştir.
•Reisülküttap XVII. yüzyıldan itibaren Divanin asıl üyesi olmuş ve dış işleri bakanlığı özelliğine kavuşmuştur.
Defterdar:
•Maliyeden sorumludur.
•Sayıları zamanla ikiye çıkmıştır.
•Rumeli defterdarı protokolde Anadolu defterdarından üstündür.
Şeyhül İslam (Müftü)
•Yapılan işlerin dine uygun olup olmadığını denetlemiştir.
•Divanda gerekli hallerde bulunmuştur.
•Şeyhülislamın aldığı yazılı kararlara fetva denilmiştir.
Kaptanıderya:
•Donanma komutanıdır.
•Kanuni Dönemi'nde divan toplantılarına katılmaya başlamıştır.
Yeniçeri Ağası
•Yeniçerilerin komutanıdır.
•Yeniçeri Ağası vezir rütbesindeyse divan üyesi olmuştur.
İstanbul’un Yönetimi:
•İstanbul’un güvenlik ve düzeninden genel anlamda sadrazam sorumludur.
•Hukuk ve ceza işlerinde en üst görevli İstanbul (taht) kadısıdır.
•Şehirde güvenliği Yeniçeri ağası sağlamaktadır.
•Belediye hizmetleri şehremini tarafından görülmüştür.
•İstanbul’da bulunan bütün yöneticiler, bağlı oldukları sınıfın en üst derecesindeki memurlar olarak sayılmışlardır.
Hakimiyet Anlayışı
•Osmanlı Devleti’nde, padişahın mutlak otoritesine dayanan merkezi bir yönetim vardır. Devlet iradesinde;
•Eski Türk gelenekleri
•İslam hukuku
•Ele geçirilen yerlerdeki yerel kurallar geçerli olmuştur.
•Devlet, hükümdar ailesinin ortak malı sayılmıştır.
•Devletin başında Osmanlı soyundan gelen padişah bulunmuştur.
•Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi'nde Halifeliğin Osmanlı Devletine geçmesiyle devlet yönetimi teokratik mutlak bir özelliğe kavuşmuştur.
•Şehzade eğitimi için Sancak Sistemi uygulanmıştır.
•Padişahların erkek çocukları olan şehzadeler sancaklara sancak beyi olarak atanırlardı, yanlarına da lala denilen tecrübeli devlet adamları gönderilirdi.
•Sancak beyliği uygulamasındaki amaç, şehzadelerin devlet yönetimini öğrenmesiydi.
•Sancak sisteminden sonra uygulanan kafes usulü Şehzadelerin halkın sorunlarından uzak kalmalarına devlet yönetimi deneyimi edinmemelerine neden olmuştur.
•I. Murat Dönemine kadar diğer Türk devletlerinde var olan ülke, hanedanın ortak malıdır, anlayışı geçerli olmuştur. I. Murat'tan itibaren ise Ülke, hükümdar ve oğullarının malıdır, anlayışına geçilmiştir.
•II. Mehmet (Fatih) Döneminde, Kanunname-i Ali Osman kabul edilerek kardeş Katli yasallaştırılmıştır.
•I. Ahmet Döneminde padişahlığın babadan oğula geçmesi usulüne son verilerek Osmanlı soyu içinde, en yaşlı ve en aklı başında üyenin padişah olma esası getirilmiştir. (Ekber-Erşed Sistemi)
•I. Murat, II. Mehmet ve I. Ahmet dönemlerinde yapılan bu faaliyetlerin ortak amacı merkezi otoriteyi güçlendirme isteğidir.
Divan Teşkilatı
•Orhan Bey Dönemi'nde merkezde Divanıhümayun teşkilatı kurulmuştur.
•Önemli devlet meseleleri burada görüşülmüştür.
•Devletin en yüksek yargı organıdır.
•Divanda son sözün padişaha ait olması. Divanın danışma organı olduğunun göstergesidir.
•Fatih’e kadar Divana Padişahlar başkanlık etmiştir.
•II. Mahmut zamanında kaldırılarak yerine Nazırlıklar (Bakanlıklar) kurulmuştur.
•Divan-ı Hümayunun dışında,
•Yeniçerilerin maaşlarının dağıtılması için toplanan Ulufe Divanı,
•Padişahın yabancı elçileri kabul etmesi sırasında toplanan Galebe Divanı,
•Padişahın halk ve askerlerle görüştüğü Ayak Divanı denilen özel amaçlar için toplanan divanlar da vardı.
Divan Üyeleri
•Hem Divan-ı Hümayun üyeleri hem de devlet memurları, görevlerinin niteliğine göre 3 sınıfa ayrılırdı. Divan-ı Hümayun üyeleri Şunlardır;
•Seyfiye: Kılıç sahipleridir. Asker kökenlidirler. Sadrazam, Vezirler, Kaptan-ı Derya, Yeniçeri ağası bu sınıfa mensuptur.
•İlmiye : Din, eğitim ve adalet işlerinden sorumlu yetkililerdir. Kazasker
•Kalemiye: Yazı işleri, bürokrasi ve ekonomi ile ilgilenenlerdir. Nişancı, Defterdar
Vezir-i Azam (Sadrazam)
•Padişahtan sonra devlet işlerinin yürütülmesinde en yetkili devlet adamıdır.
•Fatih Dönemine kadar padişahın olmadığı zamanlarda divana başkanlık eden sadrazamlar bu dönemden itibaren Divanın doğal başkanı olmuşlardır.
•Sadrazamlar padişahın sefere çıkmadığı zamanlarda Serdar-ı Ekrem unvanıyla orduyu komuta etmişlerdir.
•İstanbul’un genel sorumlusudur.
•Sadrazamın, padişahın mutlak vekili olduğunun en önemli kanıtı padişahın mührünü taşımasıdır.
•Vezir-i Azam, kubbealtı vezirliğine yükselmiş olanlar arasından seçilirdi.
Vezirler
•İlk vezir ataması Orhan Bey zamanında yapılmıştır.
•Devlet işlerinin yürütülmesinde sadrazama yardımcı olmuşlardır.
•Yükselme Dönemi‘nde sayıları 7’ye kadar yükselmiştir.
Kazasker (Kadıasker)
•I. Murat Dönemi‘nde kurulmuş olan makam Fatih Dönemi'nde Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği olarak ikiye ayrılmıştır. Rumeli kazaskeri daha üstündür.
•Adalet ve eğitim işlerinden sorumlu olan Kazaskerler divandaki üst düzey davalara bakmışlar, müderris ve kadı atamalarını yapmışlardır.
Nişancı:
•Padişah adına fermanlara ve beratlara, hükümdarın imzası olan tuğrasını çekmişlerdir.
•Nişancı, toprakların Tahrir Defterleri'ne geçirilmesi ve görevlilere dağıtımından (tapu - kadastro işlerinden) sorumludur.
•Devletin iç ve dış yazışmalarını yürütmüşlerdir.
•Nişancıya bağlı olan, Divan-ı Hümayun Kalemlerinin şefine Reisül Küttap denilmiştir.
•Reisülküttap XVII. yüzyıldan itibaren Divanin asıl üyesi olmuş ve dış işleri bakanlığı özelliğine kavuşmuştur.
Defterdar:
•Maliyeden sorumludur.
•Sayıları zamanla ikiye çıkmıştır.
•Rumeli defterdarı protokolde Anadolu defterdarından üstündür.
Şeyhül İslam (Müftü)
•Yapılan işlerin dine uygun olup olmadığını denetlemiştir.
•Divanda gerekli hallerde bulunmuştur.
•Şeyhülislamın aldığı yazılı kararlara fetva denilmiştir.
Kaptanıderya:
•Donanma komutanıdır.
•Kanuni Dönemi'nde divan toplantılarına katılmaya başlamıştır.
Yeniçeri Ağası
•Yeniçerilerin komutanıdır.
•Yeniçeri Ağası vezir rütbesindeyse divan üyesi olmuştur.
İstanbul’un Yönetimi:
•İstanbul’un güvenlik ve düzeninden genel anlamda sadrazam sorumludur.
•Hukuk ve ceza işlerinde en üst görevli İstanbul (taht) kadısıdır.
•Şehirde güvenliği Yeniçeri ağası sağlamaktadır.
•Belediye hizmetleri şehremini tarafından görülmüştür.
•İstanbul’da bulunan bütün yöneticiler, bağlı oldukları sınıfın en üst derecesindeki memurlar olarak sayılmışlardır.
Yorumlar
Yorum Gönder